Nesiller arası travma, Yahudi Soykırımından sağ kalanların çocuklarının ebeveynlerine bakım verme sürecinde kendini gösteriyor.

Ana Sayfa / Blog

Bar-Ilan Üniversitesinde yapılan yeni bir çalışmaya göre, II. Dünya Savaşı biteli 70 yıl olsa da, Yahudi Soykırımı travmasının nesiller arası geçişi, soykırımdan kurtulanların çocuklarının yaşlı ebeveynlerine verdikleri bakımda kendini gösteriyor.

Kaynak:  https://www.sciencedaily.com/releases/2018/04/180409161302.htm

Çeviren:Klinik Psikolog Özge Yüksel

Bugüne kadar araştırmacılar Yahudi Soykırımı travmasının nesiller arası geçişinin gerçekten var olup olmadığını tartıştılar. Diğer yandan, Yahudi soykırımından sağ kalanların torunlarının etkileyici bir dayanıklılığa sahip olduklarını ve önemli sağlık belirleyicileri açısından( örneğin depresyon ve kaygı belirtileri) başka kişilerden farklılaşmadıklarını söyleyen bir grup da var. Başka bir grup araştırmacı ise sağ kalanların ıstıraplarının nesiller arası taşındığında ve böylece torunlarını ve diğer soydaşlarını etkilediğinde ısrar etmekte. Bu farklı görüşler arasında köprü kurma girişiminde bulunan bir başka teori ise sağ kalanların torunlarının genel olarak dayanıklı olduklarını ancak yine de süreğen stresle bahşederlerken yatkınlıklarının kendini gösterdiğini öneriyor.

Bu son teoriyi düşünerek, Bar-Ilan Universitesi araştırmacıları üç bölümlük bir araştırma düzenleyerek soykırımdan sağ kalanların yetişkin çocuklarının, yaşlı ebeveynlerine bakım verirken yaşadıkları stresle nasıl baş ettiğini inceledi. Sonuçlar bu ay (Nisan, 2018) yakın zamanda Aging & Mental Health dergisinde yayınlandı.

İlk araştırmada soykırımdan sağ kalan ebeveynlerine bakım veren 10 yetişkin incelendi. Katılımcılar ebeveynlerinin durumu hakkındaki düşünceleri ve endişelerini paylaştılar ve ebeveynlerini daha fazla acıdan koruma arzularını vurguladılar. Aynı zamanda travmatize olmuş ebeveynlerine has özel sıkıntılardan da bahsettiler, örneğin Almanca isimleri olan Yahudi doktorlar tarafından tedavi edilmeye direnç göstermeleri, gibi.

İkinci araştırmada yarısının ebeveyni soykırımdan sağ kurtulmuş, yarısının ebeveyni ise doğrudan soykırıma maruz kalmamış 60 yetişkin evlatla görüşüldü. Birbirleriyle karşılaştırıldıklarında, sağ kalanların çocuklarının ebeveynlerinin bakımına kendilerini daha çok adadıkları ve daha fazla kaygı yaşadıkları görüldü.

Üçüncü çalışmada ise 143 ebeveyn-çocuk ikilisinden (bazıları soykırım arka planına sahip, bazıları değil) oluşan 286 katılımcı ile görüşüldü. Bu çalışmada travma sonrası stres bozukluğu yaşayan sağ kalanların çocuklarının artmış bir evlatlık sorumluluğu ve kaygı yaşadığı bulundu.

“Bu bulgular soykırımdan sağ kalan ebeveynlerinin bakımlarıyla ilgilenen yetişkinlerle çalışan uzmanlar için önemli” diyor Prof. Amit Shrira. “Uzmanlar hem sağ kalanların, hem de bu kişilerin çocuklarının olumsuz duyguları işlemlemesinde, çatışmalı ve sorunlu ilişkilerinin çözümünde yardımcı olmalı ve ilişkilerini geliştirmeli. Aynı zamanda, bu çocukların ebeveynlerine bakım verme sürecinde anlayış ve empati geliştirmelerini kolaylaştırmalı. Son olarak Yahudi Soykırımdan sağ kalanların kendi ihtiyaçlarını ifade etmesini cesaretlendirmeli ve yaşlı bakımında başka yöntem önerilerinde de bulunmalı, böylece bütün yük tamamen onların üzerine kalmaz.”

Yazan: İz Psikoloji Enstitüsü